ŞİİRLERLE ŞENLENDİK - 38. BÖLÜM "Şiirlerle Şenlendik" adlı yazı dizimizin 38. bölümünü siz ziyaretçilerimize sunmanın kıvancını yaşıyoruz! kosektas.net Şair Dr. Salim ÇELEBİ 4 Aralık 2015, Cuma Şiirlerle Şenlendik, 38 - Sessizlik - I Sessiz olduğumuz, olmamız gereken anlar vardır: Film seyrederken sinemalarda, tiyatroda oyun izlerken, okullarımızdaki 40 dakikalık derslerimizde, konferanslarda... Bedenimiz de sessizliğe gereksinim duyar periyodik olarak ve uyuruz; bir sonraki güne zinde girebilmek için. Bu nedenle "gece" sözcüğü, uyku ve sessizlikle ilgili olarak algılanır. Hekimlikte sessizlik olgusu, çökkünlük veya depresyon kelimeleriyle ifade edilir: Kişinin, diğer kişilerden ve olaylardan kaçarak; içine, kendine dönmesi hali. Yasaların suç saydığını yapan insanlar, cezalandırılıp hapse atılarak zorunlu sessizliğe itilirler: Hırsızlar, katiller, soyguncular... Nâzım ne hırsızdı, ne katil, ne de soyguncu; fakat buna rağmen uzun yıllar hapis yattı. Bir tek nedeni vardı bunun: Aklının ürünü olan, yazdığı şiirler... Zaman ve mekan ne olursa olsun, mutlak sessizlik yoktur doğada: Kuşların cıvıltısı, çiseleyen yağmurdaki zerafet, rüzgarın ıslığı... Doğada var olan çok sesliliği nasıl yok etme şansımız yoksa; insanların çok sesliliğini de yok edemeyiz. Boşunadır bu uğurda kurulmak istenen baskı, boşunadır bu uğurda gösterilen otoriter yaklaşımlar. Herşey ve herkes aynı olsaydı; aynalara gerek kalmazdı. SÜKUT Dışarda, kara zıpkasında kızıl sırmalar yanan bir eşkıya hali var basabas çıkmak çalan havalarda... Dışarda, kara kulak bıçaklarla horon oynuyor askeroz deresinden yirmi hovarda. Dışarda.. Biz içerde susuyoruz. Sükutumuzun boynuna saplı değil kara bir kartalın kanadından kopan bir ok.. Dışarda.. Biz içerde susuyoruz sükutumuzun sırtında düğmeleri ilikli eski bir redingot yok.. Dışarda, yürüyor ateş gemileri gibi rüzgarda sarı safranların kokuları. Dışarda.. Biz içerde susuyoruz bir fişek yatağında kurşun nasıl susarsa. Haykırsın sıkıysa sükûtumuzdan hızlı gökkubbenin altında öyle bir sada varsa !! Dışarda karanlıklarda çatırtıyor deniz böğründen vurulmuş bir roman gibi. Biz içerde susuyoruz, susuyor zindan, kanı içine akan yaralı bir hayvan gibi.... Bilgi: Şiirde geçen "Askeroz Deresi" ibaresinin, "Askoroz Deresi" şeklinde olması gerektiğini düşünüyorum. Askoroz Deresi Rize ilimizde bulunmaktadır ve Cem Karaca'nın da söylediği "Uy Trabzon, Trabzon..." adlı Karadeniz ezgisi içinde de geçmektedir. S.Ç.)
|