Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam63
Toplam Ziyaret710153
Hippiler ve Yippiler

Yol kenarında çiçek satan genç bir Hippi kız l Oklahoma l ABD l 1973

“Hippi” kelimesi, İngilizce’de “güncel olan”, “modaya uygun” anlamına gelen “hip” kelimesinden türetilmiş. 1950'lerde San Francisco, Los Angeles ve New York gibi metropollerdeki bohem sanatçıları temsil eden, onlara ilham veren “Allen Ginsberg”, “Jack Kerouac” gibi, sıradan anlatı değerlerini, alışılmış yaşam tarzlarını reddeden, geleneklere karşı duran, özgürlükçü düşünce ve ifade tarzını benimseyen entelektüel kimseler, Hippi diye adlandırılmış. 

Hippi terimi daha sonra, büyük ölçüde, o dönem, “San Francisco Chronicle” adlı bir gazetede köşe yazarlığı yapan “Herb Caen”in, köşe yazılarında Hippilere ve yaşam tarzlarına sık yer vermesi sayesinde, 1967 yılından itibaren, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve İngiltere de dahil olmak üzere, diğer tüm ülkelere yayılmış.

Hippi hareketi kısmen, ABD'nin Vietnam Savaşı'na katılmasına ve savaş boyunca işkence, tecavüz ve toplu infaz gibi sayısı belirsiz savaş suçu işlemiş olmasına muhalefet olarak ortaya çıkmış olsa da, “Hippiler”, "Yippiler" olarak bilinen aktivist yandaşlarının aksine, siyasetle pek meşgul olmamışlar, bir küstahlık olarak gördükleri hayatı istedikleri şekilde yaşamayı tercih etmişler.

“Yippiler” (Yippies) olarak adlandırılan “Uluslararası Gençlik Partisi” (YIP), Amerikan gençliği odaklı, savaş karşıtı, radikal ve devrimci bir hareket olarak, 31 Aralık 1967'de kurulmuş. Anti otoriter bir gençlik hareketi olan Yippiler, 1968'de bir domuzu ("Ölümsüz Pigasus") Amerika Birleşik Devletleri Başkanı adayı olarak göstererek, sosyal statükoyla alay etmişler.

‘Yippie'lerin bir akıma üyeliği ya da hiyerarşisi olmamış. Hareket, 31 Aralık 1967'de, New York'taki bir apartman dairesinde yapılan bir toplantıda Abbie HoffmanJerry Rubin, Nancy Kurshan ve Paul Krassner adlı aktivistler tarafından kurulmuş. Kendi anlatımına göre Yippi ismini, Hippi isminden esinlenerek olsa gerek, Paul Krassner icat etmiş. Neden Yippi? diye soranlara; Basın 'Hippi'yi yaratır da, biz 'Yippi’yi yaratamaz mıyız?" demiş.

Bilgi: Hippiler ve Yippiler, Encyclopedia Britannica’dan edinilmiş bilgiler ışığında yazılmış bir tanımlamadır!


kosektas.net, Köşektaş Köyü Bilgisunım Sayfası

Maniler

 M A N İ L E R

HAZIRLAYAN VE SUNAN

Celalettin ÖLGÜN

Anonim halk  edebiyatı ürünlerinden en yaygın  olanlardan birisi de “Mani” lerdir. Bulgur, tuz çekme, nohut, mercimek, ekin yolma imeceleri, ve düğün gibi kadınların bir araya geldiği topluluklarda söylenen manilere örnekler vermeye çalışacağız.

Her türlü insan ilişkileri arasında  aşk, hasretlik, gurbet acıları, kıskançlık, kırgınlık ve doğa olaylarını işleyen manilerde ilk iki dize bir bakıma duygu, düşünce ve hayalin girişini oluşturur ve dinleyen yada okuyanın ilgisini çekmeye yarar. Üçüncü ve dördüncü dizeler asıl konuyu anlatır. Ender olarak dört dizenin bütünü duygu, düşünce ve hayali anlattığı da olur.

Manilerin içerikleri pek ender durumlarda onların kullanılmasını gerektiren olaylarla ya da işlerle ilişkilidir. Her ne denli söyledikleri ortama, duruma, yerlere, koşullara göre kümeleştire biliniyorsa da bir manide görülen öğelerin bir kısmı başka bir manide de görülüne bilinir.

(1979-1982  yıllarında derlenmiştir.)

1-Gelin, kaynana maniler: Genelde atışma biçiminde olup birbirlerinin özürlerini açığa çıkaran özellikler taşır.

 GELİN                                       KAYNANA

          1                                                        2

Bahçeden söktüm lahana                         Dam üstünde mağara

Kıydım koydum sahana                            Felek gözün ağara

Ölüm hiçte gelmedi                                 Ben sana ne ettim

Kaldı bizim kaynana                                Muhtaç ettin şu zağara

 

            3                                                     4

Kaynanayı ne yapmalı                             Karları eritirim

Kaynar kazana atmalı                             Suları yürütürüm

Kaynanana yandım dedikçe                      Senin gibi gelini

Altına odun atmalı                                  Küllükte ürütürüm

 

            5                                                     6

Kişe tavuğum kişe                                  Yedi dağın  kengeri

Avluya gölgen düşe                                Ye dönderi dönderi

Kaynanam tuzak kurmuş                          Bizim gelinin altında

İnşallah kendi düşe                                Yok oturacak minderi

........................

            45                                                 46

Camilerin ezanı                                       Kar yağar ipek gibi

Kaynanamın düzeni                                  Dökülür kepek gibi

Cinler beni yelliyor                                   Ne ürüyon orada

Çal başına Kazanı                                    Zincirli köpek gibi

 

            47                                                 48

Harmanda nohut kaynana                        Dam başında yatıyor     

Oğluna okut kaynana                             Yel yorganı atıyor

Sana veriyom on para                            Öte git be coz gelin

Kefenini dokut kaynana                           Kemiklerin batıyor

 

            49                                                 50

Irafa koydum kutu                                 Sus be gelin

İçinde çörek otu                                    Soluğum bitti

Kaynanam sıçan boku                             Hep hastasın da

Oğlu cevahir topu                                  Gebermedin gitti


 


 




Yorumlar - Yorum Yaz
Araştırma

Facebook insanı
dar görüşlü yapıyor!
Hüseyin Seyfi

Teknoloji iletişim alanında geliştikçe sosyal ağlar da çoğalıyor. Sosyal ağlar geleneksel düşünme biçimlerini yıkıyor. Gizli ve mahrem kalması özel bilgiler açığa çıkıyor. Olaylar karşısında insanların gösterdikleri tepkiler değişiyor, özellikle gençlerin olaylara karşı gösterdikleri merhamet, acıma, heyecan gibi duygular sosyal ağlar sayesinde alışılmışın dışına çıkıyor. Onları daha bencil kılıyor.

Dijital ortamda insanların olayları kavrayış ve algılayışları farklı.  

Facebook bunlardan biri. Facebook'a günde bir milyardan fazla giriş yapılıyor.

Facebook'un insan üzerindeki etkilerini ortaya koymak bakımından gelişmiş ülkelerde birçok araştırma yapılıyor. Bu araştırma sonuçlarından anlaşıldığına göre, özellikle çocuklar ve gençler üzerinde olumlu olumsuz etkileri, kullanıldığı süreye, kullanım amacına bağlı olarak değişiyor. Uzun süreli kullanımların olumsuz etkilere yol açtığı biliniyor. Video oyunlar ve internet benzeri teknolojileri fazla kullanan çocukların fazla uyuma, obezite, karın ağrıları sorunlarına ek olarak beyin ve sinirsel gelişimi etkilediği ileri sürülüyor. Facebook'ta çok kalan çocuğun eğitim durumu olumsuz etkileniyor. Facebook'ta fazla ilgili insanda narsist davranışlar gözleniyor.

Başka bir araştırmanın  yaşlı ve orta yaş grubu insanların,  geçlerden daha mutlu olduğunu ortaya koyması da benzer sonuca varıyor. Facebook veya Instagram benzeri ağlar insanlarda yalnızlık duygusunu körüklüyor, sanal ortamda kendinde olmayanı başkalarının varlığı ile kıyaslayarak mutsuz oluyor. [Amy Molloy, The Telegraph]

Facebook insanı dar görüşlü yapıyor;

7. Ocak. 2016 tarihli, The Telegraph com' da Victoria Ward imzası ile yayınlanan bir yazıda verilen bir araştırmada, Facebook kullanıcıları kendi inanç ve fikirlerini başkaları ile paylaşarak doğrulayıp pekiştiriyor. İnsan, kendi inanç ve düşüncelerine uyanları arayıp bulmaya meyilli olduğundan, önyargılı, tartışmasız ve tekrar eden dönüşümler içinde kalıyor. The Proceedings National Academy of Sciences 2010- 2014 arası sosyal ağlarla ilgili insanlarla yapılan görüşmeden kullanıcılar, kendi ilgi alanlarında kutuplaşmaları ve ayrımcılığı besleyen,  pekiştiren topluluklarla bir araya gelme ve toplanma eğilimindeler. Çoğunlukla ön yargılı, asılsız, doğruluğu kanıtlanmamış söylentiler, şüpheye ve paronaya kışkırtıcılığına yol açıyor. Bilimsel içeriği olmayan bölük pörçük bilgiler, haberler, hızla sosyal paylaşımcılar arasında yayılıyor ve çoğunlukla kabul ediliyor.

Sosyal ağ kullanımı ve amacı yaşa, çevreye, eğitime ve kültüre bağlı. Suistimallere- kötüye kullanımlara açık bir alan. Doğru kullanıldığında yararları çok.

Internet ağları ceplere kadar girdi. Ülkemizde sosyal ağların kullanımın yaygınlığını belirtmeye bile gerek yok. Bu yüzden konu ile ilgili bilimsel araştırmaların yapılarak kamuoyunun bilinçlendirilmesi zorunlu bir ihtiyaç haline gelmiş durumda.

[Victoria Ward,
The Telegraph
]

Hüseyin Seyfi