Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam159
Toplam Ziyaret738822
Mutlu Yıllar

Sürekli anlaşmazlığın ve uyumsuzluğun nedenleri; kadınla erkek arasındaki dinsel ve yasal engeller ile toplumların arasındaki sınırlar ve kurallardır!
Adnan YALIM


Yeni yılda çocuklarınıza, bilgi yerine, özgün olanı; sporu, müziği, resim çizmeyi, kitap okumayı, yemek yapmayı, insanların birbirlerinden farklı olduklarını anlamalarını sağlamak için de, sanatı öğretin!

Ayrıca; sembol ve ritüeller yerine,

Değerleri; dil ve sanat, hukuk ve tarih, sorumluluk ve sorgulama, çevre ve iklim bilincini...

♠ Yaşamayı; kimseden emir almadan ve kimseye emir vermeden yaşamayı...

Benlik edinmeyi; "kul benlik" değil, "özerk benlik" edinmeyi...

Düşünmeyi; kimseden emir almadan, bağımsız düşünmeyi...

İnanmayı; safsatalara değil, başarıya inanmayı...

Başkalarına değer vermeyi...

Ekip çalışmasının önemini... 

...öğretin çocuklarınıza!

Kapadokya ve Güvercinler

KAPADOKYA VE GÜVERCİNLER


Charles Texier gibi, Paul Lucas gibi, Kapadokya’da yüzyıllar önce

incelemelerde bulunmuş doğa tutkunları, yaptıkları

çalışmalarla, Kapadokya’daki güvercin ve

güvercinliklere dikkat çekmişler!
kosektas.net

Hüseyin SEYFİ 

28 Şubat 2014, Cuma

Güvercinler kutup bölgeleri dışında dünyanın her tarafında yaşayabilen bir kuş türü. Seksen kadar çeşidi biliniyor.

Güvercin türleri, rengine, biçimine, uçuşuna ve yaşadığı ortama göre değişiyor: Cüce güvercin, gök güvercin, yabani güvercin, benekli güvercin, kaya güvercini, süs güvercini, takla güvecini, beyaz güvercin, ev güvercini gibi. Bir güvercin, saatte 50 ile 200 km hızla uçabiliyor.

Güvercin sözcüğünün, Moğolca kügercin sözcüğünden dilimize girdiği söyleniyor. Güvercinlerin boyunları mavi, yeşil, pembe renklerden biri veya daha fazlası ile kaplı olduğundan dalgalar halinde yanar döner şeklinde görünür. Güvercinin hiperaktif hareketleri çocuksu, bakışları da saf ve masum. Kim bilir belki de saf ve masum görünümünden dolayı kutsal inançlar onu sahipleniyorlar.

Güvercini dinler, insanlara kardeşçe yaşama duygusunu, barışı ve gönül sevincini taşıyan ve bunu dağıtan kuş olarak görürler. Tasavvuf, güvercini, gönülden gönüle haber ulaştıran, Tanrı ile ermişler arasında aracılık eden bir canlı, suç ve yanlıştan arınmış, gök katlarının her basamağında yeri olan kutsal bir varlık.olarak düşler.

Hıristiyanlık dininde, kutsal ruh olarak benimsenen güvercin, İslam dininde ise güvercin, yine her türlü günah ve suçtan uzak, suçsuz bir yaratıktır. İnanışlara göre, suçsuz, günahsız ölen insanların ruhu güvercin kılığına girer, sevdikleri insanların çevresinde dolaşır. Bu inanç, Osmanlı’da yaygın olduğundan özel olarak, cami, mescit, medrese, kale üstlerine hücreler şeklinde güvercin yuvaları yapılırdı.

Tevrat’a göre, Büyük Tufan zamanında Nuh Peygamber, fırtınanın bitip bitmediğini anlamak için gemiden dışarı güvercin salar. Bir süre sonra uçuşunu tamamlayan güvercin, ağzında bir zeytin dalı ile gemiye geri dönünce fırtınanın dindiği anlaşılır. Bu öyküden ötürü zeytin dalı barışı, güvercin barış elçisini simgeler. “Zeytin dalı uzattık, güvercin uçurduk” sözü politik arenalarda sık sık işitilir.

Kısas-ı Enbiya’da, Hazreti Muhammed’in İslam dinini yaymaya başladığı sıralarda, saklandığı Hıra Dağındaki mağarada, bir mucize gerçekleşmiş, örümcek, ağını örerken, güvercin de hemen bir yuva yapmış ve yumurta yumurtlamıştır. Böylece, mağaraya çoktandır ayak basan kimsenin olmadığı izlenimi verilmiş ve Peygamber Hz. Muhammed düşmanlarına güvercin ve örümcek marifetiyle görünmemiştir.

Yine 13. yüzyılda yaşamış Hacıbektaş-ı Veli, efsaneye göre keramet göstermiş, güvercin olup uçmuş. Bu yüzden Hacıbektaş- Veli, resimlerde elinde güvercin ile tasvir edilir. Hacıbektaş’ta Çilehane denilen mevkide kaya üstünde görülen kuş izinin güvercin izi olduğuna inanılır.

16. yüzyılda yaşadığı bilinen ünlü ozan Pir Sultan’ın da bu konuda bir dörtlüğü şöyle;
Güvercin donunda dalına konsam Arayıp eksiği özünde bulsam Çevrilip yoluna kurbanın olsam Yetiş Allah, ya Muhammed, ya Ali.

Kapadokya’da güvercin niçin çoktur?

Güvercin eskiden beri insanlarca beslenir, sevilir. Güvercin insanlara en yakın kuşlardan biri. Tutsaklığı köleliği sevmez. Bu yüzden de kafes kuşu olmamıştır.

Kapadokya dinler merkeziydi. Çok Tanrılı dinler, Zerdüşt, Budizm etkileri, Hıristiyanlık ve İslam.

Kapadokya gizemli ve büyülü ortamı içinde dinlerin mekanı olmuştur.

Kapadokya’da yaşayan insanlar, kendi içlerine, kendi özlerine dönerek, din ile daha bir yoğunlaşmışlar, daha bir iç içe olmuşlardır. Arazi yapısının farklılığı ve rengi insan iç dünyasını büyülerken, güvercinler de bu duruma ayrı bir gizem katmıştır.

Güvercin gübresinin Kapadokya asmalarına, patateslerine ve bahçe çiçeklerine kullanıldığı, ürün verimini, kalitesini artırdığının bölge halkı tarafından iyi bilinmesi nedeni ile güvercin bu gün de besleniyor.

Güvercinler, iyi bakıldığında ve korunduğunda çabuk çoğalma özelliğine sahiptirler. Kapadokya bölgesinin yüksek kayalarla kaplı olması, kalabalık ve gürültüden uzak kayalık vadilerin bulunması, güvercinlerin yaşamasına uygun alanlar olarak kalmasına neden olmuştur.

Sırtında hırkası, elinde bastonu ile ak sakallı keşişler, dervişler inzivaya çekildiklerinde, bulundukları mağaranın kapısından güvercinleri seyrederken, güvercinin kutsallığı ile bütünleştiklerini ve daha mutlu oldukları tahmin etmek zor değil.


Yorumlar - Yorum Yaz
Din ve Bilim


Din ve Bilim
Doç. Dr. Şafak Nagajima

Biz insanlar, -bugünkü bilgilerimize göre- diğer canlılardan farklı olarak derin bir düşünme, yansıtma yeteneğine ve öz bilince sahibiz. Bu özelliklerimiz bizi, kendimize, çevremize, yaşama dair karmaşık sorular sormaya ve anlam arayışına iter. Kimimiz cevapları dini inançlar ve öğretilerde ararken, kimimiz de bilimin bistürisiyle yara yara, bilinmezin derinliklerine ulaşmaya çalışır.
Peki bu iki yaklaşımın arasındaki temel farklar nedir?
Dinler, bir inanç sistemi temelinde şekillenir ve yaşamın anlamını yaratıcı bir güç veya ilahi bir amaca bağlarlar. Kutsal metinler, ritüeller ve gelenekler aracılığıyla bu anlamı sunarlar.  Din, genellikle şüpheye yer bırakmayacak mutlak bir doğruyu hedefler ve o doğruya inanmayı amaçlar.
Bilim ise şüphecilik ve sorgulamaya dayanır. Gerçeği gözlem ve deneye dayalı objektif ve kanıtlanabilir bir yöntemle arar. Bilim insanlarının amacı, evreni ve insan yaşamını mantıklı ve deneylere dayalı açıklamalarla anlamaktır.
Dinler, genellikle değişmeyen ve sınanamayan bir inanca dayanır. Yanlışlanamaz veya test edilemezler. Örneğin, yaratılış konusu, evrenin nasıl yaratıldığına dair kesin bir inanç içerir.
Bilim ise yanlışlanabilirlik ilkesine dayanır. Bilimsel iddialar test edilebilir ve sınanabilir. Bilimsel bir açıklama veya teorinin yanlış olduğu deney veya gözlemle kanıtlanabilir.  Örneğin, yerçekimi teorisi belirli deneylerle sınanabilir ve yanlışlanabilir.
Dinler, genellikle doğaüstü bir varlık veya güç tarafından yönlendirildiğine inanılan bir anlamı öne çıkarır. İnsanların yaşamları, ilahi bir plana göre şekillenir. Evrenin kökeni, yaşamın amacı ve ölüm sonrası yaşam gibi metafizik soruları yanıtlamaya çalışırlar.
Bilim, doğaüstü açıklamalara dayanmaz ve kanıtı olmayan iddialarda bulunmaz. Kanıtı olmayan bir iddia zaten bilimsel değildir. Evrenin işleyişini doğa yasalarını kullanarak anlamaya çalışır. Bilim insanları, temel metafizik soruları yanıtlamak yerine gözlem ve deneylere dayalı olarak ölçülebilir ve anlaşılabilir gerçekleri anlamaya çalışırlar.
Dinler, genellikle kişisel inanç ve deneyimle ilişkilendirilirler. Her insan dinini kişisel bir biçimde yaşar ve yaşamın anlamını kendine özgü bir şekilde deneyimler.
Bilim ise evrensel ve nesnel bir perspektifi vurgular. Her yerde geçerli olabilecek bilgilere ve anlamlara ulaşma amacını taşır. Bilimsel bilgi, kişisel inançlardan bağımsızdır ve genellikle genel kabul gören gerçeklere dayanır.
Özetle, yaşamın anlamını dinlerde bulmakla bilimde aramak arasındaki temel fark, inanç ve şüphecilik, doğaüstü ve doğal, mutlaklık ve test edilebilirlik/yanlışlanabilirlik, kişisel ve evrensel gibi unsurları içerir. Bu iki yaklaşımın farklılıkları, insanların yaşamı yorumlama biçimlerini önemli ölçüde etkiler. Her iki yaklaşım da insanlar için farklı anlam ve tatmin kaynakları olabilir.

Doç. Dr. Şafak Nakajima