RÜSTEM ŞEN BİR ÖĞRETMENDİ
Öğretmenlik; toplumun ve onu oluşturan bireylerin kişiliğini yaratan ve geliştiren kutsal bir değerdir. Öğretmenlik; bir meslek değil, insan ruhunu ve kişiliğini biçimlendirme ve geliştirme sanatıdır. Öğretmenlik, ancak ve ancak, başta genel kültür olmak üzere, eğitimsel yetişme ve biçimlenme ile sağlanır!
Peki öğretmen kimdir? En yalın tanımıyla öğretmen; bilimsel ve sanatsal değerleri yaratanların yaratıcısıdır!
Ne ki öğretmenlik, yetersiz idareciler tarafından uygulanan çağdışı yöntemler sonrası işlevliğini kaybetmiştir. Bu yüzdendir ki ülkemizde hâlâ, minik yüreklere, koşullanmaların perdelediği gerçekleri gösterecek öğretmen kıtlığı yaşanmaktadır.
Rüstem, öğretmenliğin gerektirdiği niteliklerin tümüne sahip bir öğretmendi, 1931 doğumluydu ve benden sadece bir yaş küçüktü. Hem çocukluk, hem öğrencilik, hem öğretmenlik hem de gönül ve fikir arkadaşımdı. Hasanoğlan Köy Enstitüsüne, Çifteler (Eskişehir) Köy Enstitüsü‘nden döndüğüm yıl yazılmıştı. Hemen hemen her haftasonu birlikte olur, Köşektaş‘a olan özlemimizi paylaşır ve azaltmaya çalışırdık.
İzleyen yıllarda Köy Enstitüleri'nin adı İlk Öğretmen Okulu olarak değiştirildi ve Köy Enstitüleri fiilen kapatıldı. Yapılan bu değişiklikle İlk Öğretmen Okullarının eğitim süresi dört yıldan yedi yıla çıkarıldı. Bu yüzdendir ki Rüstem, yedi yıl özel alan eğitimi aldıktan sonra öğretmen olmuştur!
1964 - 1966 yılları arasında ikimiz de Köşektaş’ta öğretmen olarak çalıştık. Köşektaş’ta olan bu birlikteliğimizde nice doğal akışlı konuşmalarımız, nice müzikli sohbetlerimiz olmuştur.
Rüstem, öğretmenliğin getirdiği sorumluluk ve yükümlülüğü kaldırabilecek bilgi ve beceri kapasitesine (sığa) sahip bir öğretmendi. O, ülkemize yararlı bireyler yetiştirmek için var gücüyle çalışmış, öğrettikleriyle mutlu olmayı başarmış bir öğretmendi. Bu bir kanı değil, gözlemlenmiş bir olgudur!
Duyduğumda, fırsat olsa da onu ve onunla olan anılarımı hıncahınç Köşektaşlı dolu büyük bir salonda anlatabilsem, onu anılarla yaşatsam, diye geçirdim içimden. Sonra çaresiz oturup, onunla olan anılarımı kendime anlatmaya, anlattıkça ağlamaya ve böylece üzerimdeki gamı kederi dağıtmaya çalıştım. Özlemle anıyorum! Musa Kâzım Yalım