Körinanca Karşı Köy Enstitüleri ve Türk Köylüsü
Dönemin canlı tanığı, Köşektaşlı kalemşör Musa Kâzım Yalım'ın oynattığı kalemden fışkıran mürekkeplerin yarattığı yazı dünyaları...
Köy Enstitüleri yıkılmasaydı; bilimle barışık, güzel sanatları seven “bilim toplumu” yaratılacaktı ki, bilim toplumunda ayrımcılığın, ırkçılığın, bölücülüğün, tutuculuğun, şovenizmin, din ayrımının ve körinancın asla yeri yoktur. Çünkü, bilim toplumunda, bu ve benzeri safsataların hiçbirine itibar edilmeyerek, yaşamda kaosa meydan verilmez. Bilim toplumunda bütünleşme ve insanca yaşama duygusu hakimdir! M.K.Y
IV-Köy Enstitüleri Kapatılmasaydı Eğer...
Musa Kâzım Yalım
1951 Hasanoğlan Köy Enstitüsü Mezunu
Köy Enstitüleri kapatılmasaydı eğer;
Atatürkçü olmak, O’nun eylem, felsefe ve yöntemini eyleme geçirmek demektir. Köy Enstitüleri, deney, gözlem, araştırma, eleştiri, bilimsel bilgi ve sanatsal doğrultudaki özellikleriyle tam bir Atatürkçü kuruluştu. Köy Enstitüleri, Atatürkçü felsefenin simgesiydi.
Bir toplumu, “çağdaş ve akılcı” toplum doğrultusunda oluşturmak için; deney metoduna, bilimsel bilgiye, ulusal dil ve güzel sanatlara dayalı laik ve demokratik eğitim zorunludur. İşte Köy Enstitüleri bu özellikleri bünyesinde taşıyan çağdaş bir eğitim kuruluşuydu.
Köy Enstitüleri’nin, eğitim ve öğretim metodu; eleştiriye, incelemeye, araştırmaya, gözlem ve deneye dayalı; güzel sanatları içeren, ezbercilikten uzak yeni ve eşsiz bir eğitim sistemiydi.
Kısacası; Köy Enstitüleri, yaşatan, yaratan, birbirlerine karşı sorumluluk duyan yeni bir toplumun yaratılmasını amaçlamıştı.
Atatürk ve Köy Enstitüleri, gereği gibi anlaşılmadığından, ülke, günümüzdeki gibi içinden çıkılması güç ve sakıncalı bir hale getirilmiştir. Atatürkçü düşüncenin savsaklanması, Köy Enstitüleri’nin kapatılması, bugün acil çözüm bekleyen sorunların meydana gelmesine neden olmuştur. Şimdi, ulusca içine düştüğümüz olumsuz koşullar, üzüntü ve endişe veriyor, kaygılı yaşamak, çağdaş yoldaki gelişmemizi engelliyor.
Yalnız politik çıkarlar ve iktidar olma uğruna belirli çevrelerce yapılmış telafisi güç bu hataları örtbas ederek, Türkiye’nin geleceğini tümden karartmaya kimsenin hakkı yoktur. Daha önceki iktidarlar döneminde Köy Enstitüleri başta olmak üzere sosyal, siyasal, kültürel ve çağdaş eğitim konusunda pek çok hatalar yapılmıştır. Bundan sonra, politika uğruna bu hatalara düşmemek, ülkeye ve insanına çağdaş uygarlık yolunda gerçek hizmet vermek gerekir. Köy Enstitüleri, Atatürk’ün fikirleri çerçevesinde bilim için deneysel metod ve güzel sanatları esasalan yüce bir kuruluştu. Böyle bir kuruluşun, mutlaka korunup yaşatılması gerekirdi.
Ortaçağ Arap-İslam Uygarlığı’nın yaratmış olduğu korkuya, baskıya, insanlaştırılmış Tanrı ve din anlayışı yerine; Köy Enstitüleri ile insan sevgisine yönelik gerçek Tanrı ve din anlayışı oluşturulacaktı.
Eğer Köy Enstitüleri yaşatılmış olsaydı;
kosektas.net'in notu:
Böylesi çok kapsamlı bir çalışmasını sitemiz ziyaretçileriyle paylaşan kıymetli öğretmenimiz Musa Kâzım Yalım'a çok teşekkür ediyoruz! Hasanoğlan Köy Enstitüsü mezunu sayın Musa Kâzım Yalım'ın yerel ve genel konuları kapsayan diğer çalışmalarını, zaman buldukça, periyoduk güncellemelerimizden bağımsız olarak, yayınlamaya çalışacağız...
kosektas.net