Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam24
Toplam Ziyaret738687
Mutlu Yıllar

Sürekli anlaşmazlığın ve uyumsuzluğun nedenleri; kadınla erkek arasındaki dinsel ve yasal engeller ile toplumların arasındaki sınırlar ve kurallardır!
Adnan YALIM


Yeni yılda çocuklarınıza, bilgi yerine, özgün olanı; sporu, müziği, resim çizmeyi, kitap okumayı, yemek yapmayı, insanların birbirlerinden farklı olduklarını anlamalarını sağlamak için de, sanatı öğretin!

Ayrıca; sembol ve ritüeller yerine,

Değerleri; dil ve sanat, hukuk ve tarih, sorumluluk ve sorgulama, çevre ve iklim bilincini...

♠ Yaşamayı; kimseden emir almadan ve kimseye emir vermeden yaşamayı...

Benlik edinmeyi; "kul benlik" değil, "özerk benlik" edinmeyi...

Düşünmeyi; kimseden emir almadan, bağımsız düşünmeyi...

İnanmayı; safsatalara değil, başarıya inanmayı...

Başkalarına değer vermeyi...

Ekip çalışmasının önemini... 

...öğretin çocuklarınıza!

 
Şair Yazar Dr. Nedim Uçar ile Şiirli Sohbet Toplantısı

Darmstadt'da Şair Yazar Dr. Nedim Uçar ile Şiirli Sohbet Toplantısı


21 Ekim 2010, Darmstadt/Almanya
Haber: kosektas.net

50. sanat yılı kutlamaları sebebiyle Almanya’da bulunan köşektaşlı şair yazar Dr. Nedim Uçar, Almanya’nın Ren-Main Bölgesi’nde yaşayan köşektaşlılarla bir sohbet toplantısı gerçekleştirdi...

Darmstadt’daki Café Segafredo adlı bir lokalde, 21 Ekim 2010 Perşembe günü saat 19:00’da başlayan toplantıya eşi Emsal Uçar hanımla birlikte teşrif eden şair yazar Dr. Nedim Uçar, kendisini kısaca tanıttıktan sonra, Türk Emniyet Teşkilatına elli yıl hizmet verdiğini, aslında 2005 yılında emekliye ayrıldığını, ancak hâlâ çalışmakta olduğunu ve bu yüzden de zaman fakiri olduğunu söyledi...

Şiirsel yönünün henüz dört yaşında iken annesi tarafından keşfedildiğini ve o günden beri şiirle uğraştığını söyleyen şair yazar Dr. Nedim Uçar, İngilizce ve başka dillere de çevrilmiş olan toplam on iki şiir kitabı, bir roman kitabı, bir hikâye kitabı ve ayrıca dört tiyatro olmak üzere, on sekiz adet eseri bulunduğunu, üç yüze yakın eserinin Türk Sanat Müziği dalında bestelendiğini, Türk Emniyetinde söylenen marşların hemen hemen tümünün kendisine ait olduğunu, şiirlerinin birçoğunun ilköğretim ders kitaplarında okutulduğunu ve gerek yurt içinde gerekse yurt dışında, yüz ellinin üzerinde edebiyat ödülüne lâyık görüldüğünü söyledi...

Çok samimi ve keyifli bir ortamda süren sohbet esnasında çok sayıda kitap imzalayıp hediye eden, çok sayıda da şiir okuyan şair yazar Dr. Nedim Uçar, köyümüz bilgisunum sayfasını yedi yıla yakın bir zamandır sürekli güncel tuttuğu, kültürümüzü ve sanatçılarımızı tanıttığı, köyümüze  ve insanına yönelik nitelikli çalışmalar yaptığı gerekçesiyle sitemizin düzenleyicisi Lütfullah Çetin’e teşekkür ederek, bir plâket takdim etti...

Yedi yıla yakın bir zamandır yürüttükleri çalışmalardan ötürü çok sayıda teşekkür ve övgü aldıklarını, ancak böylesi bir ödüle ilk defa lâyık görüldüklerini söyleyen Lütfullah Çetin, plâketi sunan şair yazar Dr. Nedim Uçar'a teşekkür ettikten sonra, bu plâketi almaktan mutluluk duyduğunu, kendisine sunulan bu plâketi, bilgisunum sayfamıza olan desteklerini hiçbir zaman kesmemiş olan öğretmen Celalettin Ölgün, öğretmen Hüseyin Seyfi, Dr. Salim Çelebi, öğretmen Musa Kâzım Yalım, Dr. Nedim Uçar, Özcan Antike, Necdet Cengiz Şen, öğretmen Hacı Çöl, öğretmen İbrahim Çöl, Hayati Akdemir, Cemil Gören, Menmune Şen, öğretmen Vahdettin Şen, Mehmet Özdoğan ve diğer bilgi ve belge destekçilerimiz adına aldığını söyledi...

Su gibi akıp giden dakikalar içerisinde kimi anılar kısa anekdotlar halinde anlatılarak yeniden anıldı. Toplantıya katılan yazar ve yayıncı Engin Korelli’nin „babam saydım kendimi“ adlı şiirini okumasından sonra fotograflar çekildi, birebir sohbetler edildi. Daha sonra ise, yapılan vedalaşma töreninin hemen ardından, sohbet toplantısına son verildi...

Bu tür sohbet toplantılarının insanın bir ömür boyu süren öğrenme sürecine önemli ölçüde katkı  yapacağı tartışma götürmez bir gerçektir. Toplantıya teşrif etmiş olan şair yazar Dr. Nedim Uçar'a, eşine ve tüm köylülerimize teşekkür ederiz! kosektas.net, Köşektaş Köyü Bilgisunum Sayfası, 22. Ekim 2010, Cuma.





0 Yorum - Yorum Yaz
Din ve Bilim


Din ve Bilim
Doç. Dr. Şafak Nagajima

Biz insanlar, -bugünkü bilgilerimize göre- diğer canlılardan farklı olarak derin bir düşünme, yansıtma yeteneğine ve öz bilince sahibiz. Bu özelliklerimiz bizi, kendimize, çevremize, yaşama dair karmaşık sorular sormaya ve anlam arayışına iter. Kimimiz cevapları dini inançlar ve öğretilerde ararken, kimimiz de bilimin bistürisiyle yara yara, bilinmezin derinliklerine ulaşmaya çalışır.
Peki bu iki yaklaşımın arasındaki temel farklar nedir?
Dinler, bir inanç sistemi temelinde şekillenir ve yaşamın anlamını yaratıcı bir güç veya ilahi bir amaca bağlarlar. Kutsal metinler, ritüeller ve gelenekler aracılığıyla bu anlamı sunarlar.  Din, genellikle şüpheye yer bırakmayacak mutlak bir doğruyu hedefler ve o doğruya inanmayı amaçlar.
Bilim ise şüphecilik ve sorgulamaya dayanır. Gerçeği gözlem ve deneye dayalı objektif ve kanıtlanabilir bir yöntemle arar. Bilim insanlarının amacı, evreni ve insan yaşamını mantıklı ve deneylere dayalı açıklamalarla anlamaktır.
Dinler, genellikle değişmeyen ve sınanamayan bir inanca dayanır. Yanlışlanamaz veya test edilemezler. Örneğin, yaratılış konusu, evrenin nasıl yaratıldığına dair kesin bir inanç içerir.
Bilim ise yanlışlanabilirlik ilkesine dayanır. Bilimsel iddialar test edilebilir ve sınanabilir. Bilimsel bir açıklama veya teorinin yanlış olduğu deney veya gözlemle kanıtlanabilir.  Örneğin, yerçekimi teorisi belirli deneylerle sınanabilir ve yanlışlanabilir.
Dinler, genellikle doğaüstü bir varlık veya güç tarafından yönlendirildiğine inanılan bir anlamı öne çıkarır. İnsanların yaşamları, ilahi bir plana göre şekillenir. Evrenin kökeni, yaşamın amacı ve ölüm sonrası yaşam gibi metafizik soruları yanıtlamaya çalışırlar.
Bilim, doğaüstü açıklamalara dayanmaz ve kanıtı olmayan iddialarda bulunmaz. Kanıtı olmayan bir iddia zaten bilimsel değildir. Evrenin işleyişini doğa yasalarını kullanarak anlamaya çalışır. Bilim insanları, temel metafizik soruları yanıtlamak yerine gözlem ve deneylere dayalı olarak ölçülebilir ve anlaşılabilir gerçekleri anlamaya çalışırlar.
Dinler, genellikle kişisel inanç ve deneyimle ilişkilendirilirler. Her insan dinini kişisel bir biçimde yaşar ve yaşamın anlamını kendine özgü bir şekilde deneyimler.
Bilim ise evrensel ve nesnel bir perspektifi vurgular. Her yerde geçerli olabilecek bilgilere ve anlamlara ulaşma amacını taşır. Bilimsel bilgi, kişisel inançlardan bağımsızdır ve genellikle genel kabul gören gerçeklere dayanır.
Özetle, yaşamın anlamını dinlerde bulmakla bilimde aramak arasındaki temel fark, inanç ve şüphecilik, doğaüstü ve doğal, mutlaklık ve test edilebilirlik/yanlışlanabilirlik, kişisel ve evrensel gibi unsurları içerir. Bu iki yaklaşımın farklılıkları, insanların yaşamı yorumlama biçimlerini önemli ölçüde etkiler. Her iki yaklaşım da insanlar için farklı anlam ve tatmin kaynakları olabilir.

Doç. Dr. Şafak Nakajima