Ortaçeşmenin bir de kara kuru sahibi, koruyanı ve gözeteni vardı. Elinden hiç eksik etmediği kara kössa ile duruşu, tıpkı Ankara’daki Ulus Meydanı’nda yer alan ve ulusal dayanışma kahramanı Kara Fatma Ana’yı simgeleyen heykeli andırırdı. Ellerini beline koyup öyle dik, öyle heybetli dururdu, gözlerini ağartıp öyle sert bakardı ki, okuldan eve dönüşlerimizde, çeşmeden su içmeye cesaret edemediğimiz gibi, kaçacak delik arardık. Asıl adı Fadime idi. Ancak, babasının adından dolayı olsa gerek, sürekli “Abit kızı beri”, “Abit kızı öte”, “Abit kızı geldi”, “Abit kızı gitti” denildiğinden, köyün çoğu asıl adını bilmezdi.
Çeşmenin hemen altbaşında, yirmi, yirmi beş metre uzağında, yerli yerince, tertiplice döşenmiş iki gözlü bir evde, eşi Çöloğlu ile birlikte, sade bir hayat sürerdi. Eşi Çöloğlu tombul, etine dolgun, beyaz tenli, ak sakallı, şakacı, konuştuğu zaman herkesi ağzına baktıran, kendini dinlettiren, temiz, tertipli, titiz, biraz hovarda, biraz da lafazanın biriydi. Hiç çocukları olmamıştı. Bu yüzden, Çöloğlu, başka bir kadınla, Server'le, ikinci bir evlilik yapmış, ancak yapmış olduğu bu ikinci evlilikten de çocuk sahibi olamamıştı. Tarla, bağ, bahçe işleriyle Çöloğlu, ev işleriyle Abit kızı ilgilenirdi.
Abit kızı, çeşmeyi gözü gibi korur, çevresine çöp kondurmaz, etrafında kuş uçurtmazdı. İyi de yapardı. Aslına bakılacak olursa, yıllarca koca köyün kahrını Abit kızı ve diğer kadınlar çektiler. Yokluk, kıtlık içinde yaşadılar; yemedi yedirdiler, içmedi içirdiler, giymedi giydirdiler. Ne ilendiler, ne de dilendiler; aşgarla saçlarını, külle ellerini, kille de çamaşırlarını yıkadılar. Hepsini saygıyla anıyorum, ruhları şad olsun!
Dilenci: Yaşamını dilenerek sağlayan kimse.
Çerçi: Köy köy dolaşarak, kuru yemiş ve ufak tefek tuhafiye eşyaları satan gezgin esnaf.
Tüccar: Tacir. Geçimini ticaret yaparak sağlayan kimse.
Volta: Gezinme. Bir istikametten bir başka istikamete doğru havalı havalı yürüme.
Abit Kızı: Fadime Çöl.
Abidin: Abidin Şimşek.
Kössa: Eskiden tandırda yanan ateşi karıştırmak için kullanılan ince ve uzun metal sopa.
Kara Fatma Ana: Halk arasında ulusal dayanışma kahramanı Kara Fatma olarak bilinen Fatma Seher Erden
Göz Ağartmak: Bir kimsenin başka bir kimse veya kimselere sert, ciddi, korku verici, saygı uyandırıcı bakışı.
Heybetli: Duruşu, görünüşü korku ve saygı uyandıran.
İki gözlü bir evde: İki odalı bir evde
Çöloğlu: Mustafa Çöl (Ayrancı)
Hovarda: Zevkine düşkün, çapkın.
Lafazan: Geveze; gereğinden fazla konuşan.
Server: Server Çöl.
Kıtlık: Yokluk; ihtiyaca yetmeyecek oranda azlık.
İlenmek: Başkaları için kötü dilekte bulunmak, beddua.
Dilenmek: Sadaka istemek; kendisini acındırarak başkalarından para veya yiyecek, içecek, giyecek maddeleri istemek.
Aşgar: Duvar diplerinde yetişen bir bitkinin ezildikten sonra kaynatılmasıyla elde edilen bir sıvı.
Killi Toprak: Oldukça yumuşak ve yapışkan bir toprak türü.