Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam276
Toplam Ziyaret738939
Mutlu Yıllar

Sürekli anlaşmazlığın ve uyumsuzluğun nedenleri; kadınla erkek arasındaki dinsel ve yasal engeller ile toplumların arasındaki sınırlar ve kurallardır!
Adnan YALIM


Yeni yılda çocuklarınıza, bilgi yerine, özgün olanı; sporu, müziği, resim çizmeyi, kitap okumayı, yemek yapmayı, insanların birbirlerinden farklı olduklarını anlamalarını sağlamak için de, sanatı öğretin!

Ayrıca; sembol ve ritüeller yerine,

Değerleri; dil ve sanat, hukuk ve tarih, sorumluluk ve sorgulama, çevre ve iklim bilincini...

♠ Yaşamayı; kimseden emir almadan ve kimseye emir vermeden yaşamayı...

Benlik edinmeyi; "kul benlik" değil, "özerk benlik" edinmeyi...

Düşünmeyi; kimseden emir almadan, bağımsız düşünmeyi...

İnanmayı; safsatalara değil, başarıya inanmayı...

Başkalarına değer vermeyi...

Ekip çalışmasının önemini... 

...öğretin çocuklarınıza!

Şair Nedim Uçar

Köşektaşlı Şair Nedim Uçar

21 Ekim 2010, Café Segafredo, Darmstadt/Almanya
Haber: kosektas.net

Haber: kosektas.net


 Doç. Dr. Tamilla Abbashanlı

Söyleşi

Köşektaşlı Şair Yazar Nedim Uçar, 30 Aralık 2009 Çarşamba günü “Anadolu Diyarı” adlı TV programının canlı yayın konuğu oldu.

    Nedim Uçar

Vikipedi, Özgür Ansiklopedi


1945 Yılında Nevşehir ili Hacıbektaş ilçesi Köşektaş Köyü’nde doğdu. Ankara Polis Koleji ve Polis Akademisi’ni bitirdi. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi’ne devam etti. Anadolu Üniversitesi Mimarlık Mühendislik Fakültesi’nden mineraller, kıymetli ve yarı kıymetli taşlar ve tarihi eserler konusunda uzmanlık belgeleri aldı. Görevi gereği çeşitli illerde çalıştı. 1994 yılından itibaren 1.Sınıf Emniyet Müdürü olarak Emniyet Genel Müdürlüğü’nde görevine devam etmiş, 2005 yılında Polis Başmüfettişi olarak görev yaparken emekliye ayrılmıştır.

Nedim Uçar ilk şiirlerini çocukluk yıllarında yazdı. İlahi aşkı, doğa ve insan sevgisini, gökyüzünün güzelliklerini ve güncel olayları konu aldı. Hece ölçüsünün pek çok çeşidini kullandı. Şair, şiirin evrensel bir dil ve bütün insanlığın, hatta kainatın ortak yapıtı olduğunu savunmaktadır.

Şair Nedim Uçar’ın şiirleri, yurt içinde ve yurt dışında basılan bir çok gazete, dergi, antoloji ve kitaplarda, ayrıca televizyon ve radyo programlarında yer aldı. Düzenlenen uluslararası, ulusal, kurumsal ve bölgesel nitelikli şiir, destan, hikâye, slogan, marş, güfte ve TSM dalındaki yarışmalarda 100’ün üzerinde derece ve ödül kazandı.

1993 yılında Dünya Sanat ve Kültür Akademisi’nin daveti üzerine Meksika, Amerika ve Kanada’da 14. Dünya Şairler Şölenine katıldı. 1994 yılında Şair Nedim Uçar’a Kaliforniya Üniversitesi WCP Akademi’since Çin Cumhuriyeti Taipei şehrinde Dünya Edebiyat Doktora diploması ve unvanı verilmiştir.

T.C. Milli eğitim Bakanlığının 1999 yılında komisyona hazırlattığı İlköğretim 8.Sınıf Türkçe kitabına Türkiye'm isimli şiiri ders konusu olarak girmiştir.

Nedim Uçar’ın şiirlerinden 200 tanesi Türk Sanat Müziği dalında, 2 tanesi Hafif Müzik dalında, 3 tanesi Çocuk Şarkıları dalında bestekarlarca bestelenmiş, ayrıca 5 şiiri de resmi marş olarak kabul edilmiştir. Ulusal ve uluslar arası düzenlenen şairler kongresi, seminer, sempozyum, bildiri ve şiir şölenlerine, radyo ve televizyon programlarına eserleriyle katılan şairin, 168 şiiri yabancı dile çevrilmiştir.

Şairin hayatı, kişiliği ve eserleri ile ilgili değişik üniversitelerce yirmi bir ayrı alanda tez hazırlanmıştır.

T.C. Milli Eğitim Bakanlığı’nda okullara tavsiyeli kitabı olan ve T.C. Kültür Bakanlığı’na bağlı kütüphanelerde kitapları bulunan Dr. Nedim Uçar’ın elinde kendisine ait 2000’in üzerinde şiir ve belgesel nitelikli kitap olabilecek dokümanlar mevcuttur.


  Lütfen dikkat!

Bu sitede yayınlanan kaynakların her hakkı saklıdır. Kopya edilerek çoğaltılamaz, başka bir sitede yayınlanamaz!

kosektas.net


  

 

Yorumlar - Yorum Yaz
Din ve Bilim


Din ve Bilim
Doç. Dr. Şafak Nagajima

Biz insanlar, -bugünkü bilgilerimize göre- diğer canlılardan farklı olarak derin bir düşünme, yansıtma yeteneğine ve öz bilince sahibiz. Bu özelliklerimiz bizi, kendimize, çevremize, yaşama dair karmaşık sorular sormaya ve anlam arayışına iter. Kimimiz cevapları dini inançlar ve öğretilerde ararken, kimimiz de bilimin bistürisiyle yara yara, bilinmezin derinliklerine ulaşmaya çalışır.
Peki bu iki yaklaşımın arasındaki temel farklar nedir?
Dinler, bir inanç sistemi temelinde şekillenir ve yaşamın anlamını yaratıcı bir güç veya ilahi bir amaca bağlarlar. Kutsal metinler, ritüeller ve gelenekler aracılığıyla bu anlamı sunarlar.  Din, genellikle şüpheye yer bırakmayacak mutlak bir doğruyu hedefler ve o doğruya inanmayı amaçlar.
Bilim ise şüphecilik ve sorgulamaya dayanır. Gerçeği gözlem ve deneye dayalı objektif ve kanıtlanabilir bir yöntemle arar. Bilim insanlarının amacı, evreni ve insan yaşamını mantıklı ve deneylere dayalı açıklamalarla anlamaktır.
Dinler, genellikle değişmeyen ve sınanamayan bir inanca dayanır. Yanlışlanamaz veya test edilemezler. Örneğin, yaratılış konusu, evrenin nasıl yaratıldığına dair kesin bir inanç içerir.
Bilim ise yanlışlanabilirlik ilkesine dayanır. Bilimsel iddialar test edilebilir ve sınanabilir. Bilimsel bir açıklama veya teorinin yanlış olduğu deney veya gözlemle kanıtlanabilir.  Örneğin, yerçekimi teorisi belirli deneylerle sınanabilir ve yanlışlanabilir.
Dinler, genellikle doğaüstü bir varlık veya güç tarafından yönlendirildiğine inanılan bir anlamı öne çıkarır. İnsanların yaşamları, ilahi bir plana göre şekillenir. Evrenin kökeni, yaşamın amacı ve ölüm sonrası yaşam gibi metafizik soruları yanıtlamaya çalışırlar.
Bilim, doğaüstü açıklamalara dayanmaz ve kanıtı olmayan iddialarda bulunmaz. Kanıtı olmayan bir iddia zaten bilimsel değildir. Evrenin işleyişini doğa yasalarını kullanarak anlamaya çalışır. Bilim insanları, temel metafizik soruları yanıtlamak yerine gözlem ve deneylere dayalı olarak ölçülebilir ve anlaşılabilir gerçekleri anlamaya çalışırlar.
Dinler, genellikle kişisel inanç ve deneyimle ilişkilendirilirler. Her insan dinini kişisel bir biçimde yaşar ve yaşamın anlamını kendine özgü bir şekilde deneyimler.
Bilim ise evrensel ve nesnel bir perspektifi vurgular. Her yerde geçerli olabilecek bilgilere ve anlamlara ulaşma amacını taşır. Bilimsel bilgi, kişisel inançlardan bağımsızdır ve genellikle genel kabul gören gerçeklere dayanır.
Özetle, yaşamın anlamını dinlerde bulmakla bilimde aramak arasındaki temel fark, inanç ve şüphecilik, doğaüstü ve doğal, mutlaklık ve test edilebilirlik/yanlışlanabilirlik, kişisel ve evrensel gibi unsurları içerir. Bu iki yaklaşımın farklılıkları, insanların yaşamı yorumlama biçimlerini önemli ölçüde etkiler. Her iki yaklaşım da insanlar için farklı anlam ve tatmin kaynakları olabilir.

Doç. Dr. Şafak Nakajima