Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam190
Toplam Ziyaret806970
Şair Nedim Uçar

Şair Nedim Uçar
5 Ocak 1945 - 26 Kasım 2018

Doğanın görkemliliğini yakalamış, anayurdunu karış karış dolaşmış, anadilinin doğurganlığının farkına varabilmiş, az şair vardır, işte onlardan biri Nedim Uçar’dır.

Şair Nedim Uçar'ın şiirleri, nadir görülen bir berraklıkta parlar; sade ve yalın, kısa ve açık dizeler, duygusal derinlik ve içgörü içerir. 

Şair Nedim Uçar’ın şiirleri okuyanları, karlı dağlara, sığ ormanlara, sarp yollara, alçak ovalara, coşkun ırmaklara, buz mavisi sabahlara, gül kurusu akşamlara, menekşe moru gecelere, göz kırpan yıldızlara, dik ve derin kanyonlara, sığ vadilere, engin denizlere, hırçın şelalelere, yüksek tepelere, davet eder.

Şair Nedim Uçar, günlük rutinleri derin düşüncelere dönüştürme konusunda son derece mahirdi. Bu maharetiyle bize, şiirin görkemliliğe ihtiyaç duymadığını; en karamsar günlerden, en mütevazı ortamlardan, en sessiz anlardan ve hayatın en bilindik kavşaklarından şiir doğabileceğini gösterdi.

Şair Nedim Uçar’ın şiirlerini okumak, doğanın gerçeği fısıldadığı, inzivanın bilgeliği tetiklediği bir dünyaya adım atmaktır. Nedim Uçar’ın her şiir kitabı şiirseverler için bir hazinedir. O kitaplardaki şiirler okuyanları, zengin imgeler ve kafiyeli sözler eşliğinde, doğal, ulusal ve evrensel değerlere ulaştırırlar!

Şair Nedim Uçar’ın Şiir Kitapları

  • Öksüz
  • Yağmurla Geliyorum
  • Gül Kurusu Akşamlar
  • Göz Kırpan Yıldızlar
  • Yıldızlar Düşer Avuçlarıma
  • Gün Işığında Zaman
  • Dünya Bir Dostluk Bahçesi
  • Titreyen Sular
  • Yıldızlar Ellerimde Ufalır
  • Yeşil Vadiler
  • Gönlümün Irmakları
  • Buz Mavisi Sabahlar
  • Dizelerle Nasrettin Hoca
  • Sılaya Özlem
  • Yolda Geçen Bir Ömür

Şair Nedim Uçar’ın kimi şiir kitabı kütüphanemizde mevcuttur, isteyenlere ücretsiz ulaştırılır.

kosektas.net, Köşektaş Köyü Bilgisunum Sayfası

Anasayfa

www.kosektas.net

Hayvanlardan Tanrılara l İnsan Türünün Kısa bir Tarihi

Sapiens, insanlık tarihindeki farklı atılımları ele alan dört ana bölümden oluşuyor: Bilişsel Devrim'den Tarım Devrimi'ne ve insanlığın birleşmesinden Bilimsel Devrim'e kadar Harari, değişimlerin insanlığın gidişatını nasıl etkilediğini gösteriyor.

kosektas.net

KİTAP TANITIM KÖŞESİ l SAPIENS



Homo sapiens, tanrılar, devletler, para ve insan hakları gibi yalnızca kendi hayal gücünde var olan şeylere inanabilen tek hayvan olduğu için dünyaya hükmeder: Bu kışkırtıcı fikirden yola çıkan Sapiens, insan türünün tarihini yepyeni bir bakış açısıyla yeniden anlatıyor.

Paranın şimdiye kadar tasarlanmış en çoğulcu karşılıklı güven sistemi olduğunu; kapitalizmin şimdiye kadar icat edilmiş en başarılı din olduğunu; modern tarımda hayvanlara yönelik muamelenin muhtemelen tarihteki en kötü suç olduğunu ve atalarımızdan çok daha güçlü olsak da onlardan çok daha mutlu olmadığımızı açıklıyor.
kosektas.net

Harari'nin 2014 yılında yayınlanan Sapiens: İnsanlığın Kısa Tarihi adlı kitabı, yirmi beş milyon kopya satarak uluslararası bir başarıya ulaştı. New York Times'ın en çok satan on kitabı arasında yer alan kitap, ABD pazarındaki ilk altı yılının yarısından fazlasında gazetenin en çok satanlar listesinde kaldı. İngiltere'de ise kitap, Sunday Times'ın en çok satanlar listesinde 96 hafta boyunca 1-3. sıralarda yer aldı. Sapiens, Barack Obama, Bill Gates, Natalie Portman, Janelle Monáe, Chris Evans ve daha birçok kişi tarafından önerildi. The Guardian, Sapiens'in kurgu dışı kitap pazarında devrim yarattığını ve "zeki kitapları" popülerleştirdiğini belirtti. 👉 Kaynak

YUVAL NOAH HARARI

Yetmiş bin yıl önce, yeryüzünde en az altı farklı insan türü vardı. Bunlar, ekolojik etkileri ateş böcekleri veya denizanasından daha az olan hayvanlardı. Bugün ise geriye sadece bir insan türü kaldı: Bu gezegenin hakimi biz. Homo sapiens.
 
Sapiens adlı kitap okuyanları, evrimsel köklerinden kapitalizm ve genetik mühendisliği çağına kadar tüm insanlık tarihinde nefes kesici bir yolculuğa çıkarıyor.
Sapiens, tarımın ortaya çıkışı, paranın icadı, dinin yayılması ve ulus devletin yükselişi gibi insanlığı ve etrafındaki dünyayı şekillendiren temel süreçlere odaklanıyor. Türünün diğer kitaplarından farklı olarak Sapiens, tarih, biyoloji, felsefe ve ekonomi arasındaki boşlukları daha önce hiç görülmemiş bir şekilde köprüleyen çok disiplinli bir yaklaşım benimsiyor. Dahası, hem makro hem de mikro bakış açısını benimseyen Sapiens, sadece neyin ne olduğunu ve neden olduğunu değil, aynı zamanda bireyler için neler hissettirdiğini de aktarıyor.

Sapiens okuyanları sadece geçmişteki gelişmeleri günümüz kaygılarıyla ilişkilendirmeye değil, aynı zamanda dünyaya dair temel anlatıları sorgulamaya da davet ediyor. Kitabın sonuçları aydınlatıcı, hatta kimi zaman kışkırtıcı. 
Örneğin: Dünyayı biz insanlar yönetiyoruz çünkü tanrılar, devletler, para ve insan hakları gibi tamamen kendi hayal gücümüzde var olan şeylere inanabilen tek hayvan biziz.

Sapiens ekolojik seri katillerdir; taş devri aletleriyle bile atalarımız, tarımın ortaya çıkışından çok önce gezegenin büyük kara memelilerinin yarısını yok etmişlerdir.

Tarım Devrimi tarihin en büyük sahtekarlığıydı; buğday Sapiens'i evcilleştirdi. Para, şimdiye kadar tasarlanmış en evrensel ve çoğulcu güven sistemidir. Herkesin güvendiği tek şey paradır.
 
İmparatorluk, insanların icat ettiği en başarılı siyasi sistemdir ve içinde bulunduğumuz emperyalizm karşıtı duygu dönemi muhtemelen kısa ömürlü bir sapmadır.

Kapitalizm, sadece bir ekonomik teori değil, bir dindir, hem de bugüne kadarki en başarılı dindir. Modern tarımda hayvanlara yapılan muamele, tarihin en kötü suçu olabilir.

Bireycilik, devletler ve piyasalar tarafından aileleri ve toplulukları parçalamanın bir yolu olarak teşvik edildi.

Atalarımızdan çok daha güçlüyüz, ama çok daha mutlu değiliz.

Sapiens yakında yok olacak. Yeni teknolojilerin yardımıyla, birkaç yüzyıl hatta on yıl içinde, Sapiens kendilerini tamamen farklı varlıklara dönüştürecek ve tanrısal niteliklere ve yeteneklere sahip olacaklar. Tarih, insanların tanrıları icat etmesiyle başladı ve insanlar tanrı olduğunda sona erecek.

“İşte Sapiens'in uluslararası bir çok satan kitap sıralamasına hızla yükselmesinin basit bir nedeni. Tarihin ve modern dünyanın en büyük sorularını ele alıyor ve unutulmaz derecede canlı bir dille yazılmış.

Book Review: Jared Diamond

"Sapiens": "Bilge", "bilen" veya "akıllı" anlamında.

Kitabın kütüphanemizdeki PDF sürümüne buradan ulaşabilirsiniz.

kosektas.net, Köşektaş Köyü Bilgisunum Sayfası

Yuval Noah Harari l Sapiens l Çeviri: Ertuğrul Genç l ISBN: 9786055029357


Köşektaş Köyü Bilgisunum Sayfası'nda yer alan metin, resim, fotograf gibi tüm içeriklerin hakları asıl sahiplerine aittir! Söz konusu bu içerikler, sahiplerinin rızası olmadan, matbu ya da dijital, başka ortamlarda kullanılamaz!

kosektas.net, Köşektaş Köyü Bilgisunum Sayfası


www.kosektas.net|İletişim: kosektas@kosektas.com| Son Güncelleme: 3 Aralık 2025
Yerkürenin kuzey yarısında, ekvator ile kuzey kutbu arasındaki bölgelerde havaların Nisan ve Mayıs aylarından itibaren ısınmaya başladığını nereden bildikleri şaşırtıcı, hatta bir mucize olan leylekler, sıcak yaz aylarını geçirmek için, soğuk kış aylarını geçirdikleri ülkelerden geri dönerler, beş – altı ay gibi uzun bir süre bizim köyde kalırlardı. Altı - yedi ay gibi uzun bir zaman sonra, o kadar uzak mesafeleri katedip bizim köye gelen leylekler, sanki pusulaları varmış gibi, hedefi hiç şaşırmadan, Süllü amcanın tuvaletinin üzerindeki daha tam anlamıyla hazır olmayan yuvaya konarlar, gagalarını tüylerine gömerler, tüylerini kabartıp gerneştikten sonra, huzur içinde uykuya dalarlardı.
18.03.2012
Son günlerde sitemizde Çanakkale Savaşları’yla ilgili tartışma yazılarını ilgiyle izliyorum. 18 Mart tarihi yaklaştıkça konunun daha da güncelleşeceğini düşünüyorum. 18 Mart savaşın başlangıcı olarak kabul edilir, öyle bilinir. Oysa İngiliz birlikleri 19 Şubat 1915 tarihinden itibaren Settülbahir ve Kumkale mevkilerini bir ay boyunca bombaladı. Çanakkale Savaşı’nı bir bütün olarak değerlendirecek olursak 19 Şubat’ı başlangıç olarak kabul etmemiz gerekiyor.
17.03.2012
 2 
Şiir Tanıtım Köşesi


Resim sanatçısı Özgür Yalım tarafından çizilmiş olan "Yaşamın Katli" isimli bu başyapıt resim severleri, insan doğasının karanlık yönleri üzerinde düşünmeye teşvik eder!
kosektas.net

Ateş ve Buz
Robert Frost

"Kimi der, dünya ateşle son bulacak
Kimi - buzdağına dönecek.
Arzuyu tattığım kadar,
Aklım ateşten yana olanlara kanar.
Ama iki kez son bulacaksa eğer,
Nefret hakkında yeterince bilgim var
Donarak batmak daha görkemli olacak,
Nefret ancak böyle son bulacak."

"Ateş ve Buz", XX. yüzyılın en ünlü Amerikan şairlerinden biri olan "Robert Frost"un bir şiiridir. 1920'de yayınlanan bu kısa ama etkileyici şiir arzu, nefret ve onlarla birlikte insanların yok oluş temalarını işliyor. "Robert Frost", son derece canlı ve özlü bir dil kullanarak dünyanın sonuna dair düşündürücü bir bakış açısı sunuyor.

Şiirin aslı dokuz dizeden oluşuyor, yani az kelimeyle çok şey söylüyor. İlk iki satırda "Robert Frost", "arzu" ve "nefret" kavramlarını dünyanın sonunun potansiyel nedenleri olarak düşünüyor. Ateşi, insanlığı yutabilecek tutkulu ve tüketen bir  istenç olan arzuyu temsil eden bir güç olarak sunuyor. Tersine, buzun insanlığı dondurup kontrol edebilecek soğuk ve yıkıcı bir duygu olan nefreti simgelediğini tasvir ediyor.

"Robert Frost", bu iki yıkıcı gücün potansiyel sonuçlarını tartışıyor. Ateşin yıkıcı gücünün hızlı ve hararetli bir yok oluşa yol açabileceğini, burada arzu yoğunluğunun teşvik görevi gördüğünü öne sürüyor. Öte yandan buzun kademeli ve amansız tahribatı, nefretin derin ve her şeyi tüketen doğasını temsil ediyor.

Son satırda "Robert Frost", gözlemlerini yansıtıyor ve hem ateşin hem de buzun dünyayı yok etme kapasitesine sahip olmasına rağmen, ateşle ilişkilendirilen arzunun daha tehlikeli olabileceğine ve muhtemelen yıkımın nedeni olabileceğine inandığını ifade ediyor.

Genel olarak, "Ateş ve Buz" insanlığın kendi kendini yok etme potansiyeline dair karanlık ve karamsar bir bakış açısı sergiliyor ve okuyucuları arzunun ve nefretin doğası ve bunların sonuçları hakkında düşünmeye bırakıyor.

"Ateş ve Buz" kısa ve açık bir dil kullanarak derin insani duyguları derinlemesine inceleyen, çok beğenilen bir şiir. "Robert Frost"un "arzu" ve "nefreti" temsil etmek için temel imgeleri ("ateş" ve "buz") kullanması şiire bir evrensellik duygusu getirerek okuyucuların kendi deneyimleriyle kişisel bağlantılar kurmasına olanak tanıyor.

Şiirin kısalığı da etkisini artırıyor. "Robert Frost", sadece dokuz satırda insanlığın potansiyel yıkımını özetliyor ve okuyucular üzerinde kalıcı bir izlenim bırakıyor. Şiirin özlü yapısı duygusal yoğunluğunu arttırıyor, çünkü her kelime anlam taşıyor ve genel temaya ve mesaja katkıda bulunuyor.

Üstelik ateş ve buzun yıkıcı güçleri arasındaki karşıtlık, okuyucuları arzu ve nefretle kendi deneyimleri üzerinde düşünmeye sevk ediyor. "Robert Frost"un bu duyguları keşfetmesi, kontrolsüz tutku ve kalıcı düşmanlığın tehlikelerine karşı bir uyarı görevi görüyor.

Dahası, "Robert Frost"un "Ama iki kez yok olacaksa eğer l Nefret hakkında yeterince bilgim var l Donarak batmak daha görkemli olacak l Nefret ancak böyle son bulacak" şeklindeki son cümlesinin muğlak doğası, daha derin bir yoruma davet ediyor. Bu, "Robert Frost"un hem arzunun hem de nefretin dünyayı yok etme potansiyeline sahip olduğunu düşündüğünü, ancak nefretin yıkıcı gücünü kabul edecek kadar iyi anladığını gösteriyor.

“Ateş ve Buz", az sözle çok şey anlatması, arzu ile nefretin derinlemesine araştırılması, okuyucuları insan doğasının karanlık yönleri üzerinde düşünmeye teşvik etmesi bakımından, güçlü ve düşündürücü bir şiir.

Kaynak: Literature English

kosektas.net, Köşektaş Köyü Bilgisunum Sayfası