Okuyanları güldüren, duygulandıran, bilgilendiren kitaplar vardır. Bir de okuyanların yaşama olan bakış açılarını değiştiren kitaplar vardır. Harper Lee'nin “Bülbülü Öldürmek” adlı kitabı dördüncü kategoriye girer. Bülbülü Öldürmek, sadece bir roman değil; çoğu zaman acımasız, adaletsiz, yalan ve kusurlarla dolu bir dünyada insan olmanın ne mana teşkil ettiğinin bir hatırlatıcısıdır.
1930'larda Alabama'nın kurgusal bir kasabası olan Maycomb'da geçen hikâye, babası Atticus Finch'in kazanamayacağını bildiği bir mücadeleyi izleyen genç bir kız olan Scout Finch'in masum gözüyle anlatılıyor.
Atticus Finch, haksız yere, korkunç bir suçla suçlanan Tom Robinson'ı savunuyor ve hemen ardından, önyargı, korku ve ahlaki sorumluluğun ağır yükünün yürek burkan irdelemesini yapıyor.
Bülbülü Öldürmek'in asıl gizemi, trajedisinde değil, cesaretinde yatıyor:
Atticus Finch, adaletsizlikten gözlerini ayırmadığı için, edebiyatın en yüce etiksel kahramanlarından biri olarak dimdik ayakta kalıyor; Scout'a, Jem'e ve çevresindeki herkese, gerçek cesaretin, tüm dünya haksız olduğunu söylese bile, doğru olan için savaşmaktan, kimse alkış tutmasa bile, görevini sakin ve onurlu bir şekilde yerine getirmekten vazgeçmemek olduğunu hatırlatıyor.
Atticus Finch ayrıca, masumiyetin kırılgan, empatinin başkalarını anlamanın anahtarı olduğunu, nefretin sonradan öğrenildiğini öğretiyor.
Atticus, Scout’a, bir insanı, o insanın derisine bürünmedikçe asla gerçekten tanıyamayacağını söylerken, okuyucusuna en önemli derslerden birini veriyor, ki bu, bugün herkesin şiddetle ihtiyaç duyduğu bir ders.
Tom Robinson'ın acı veren davası adalet yanılsamasını paramparça ediyor ve önyargının bir toplumu ne denli derinden zehirleyebileceğini gözler önüne seriyor.
Hikaye bittiğinde, romanın adının güçlü bir gerçeği taşıdığı anlaşılıyor. Bir bülbülü öldürmek yürek burkar, çünkü bir bülbül şarkı söyler ve doğaya güzellik katar. Tom Robinson bir bülbüldür. Boo Radley bir bülbüldür. Savunmasız ya da yanlış anlaşılan herkes bir bülbüldür. Roman okuyanlara, bülbülleri dinlemeyi, savunmayı ve korumayı öğütlüyor.
Yayınlanmasından altmış beş yıldan fazla bir zaman sonra, Bülbülü Öldürmek hâlâ aynı güncellikte okunmayı bekliyor. Okurlardan adaletsizlikle cesaretle yüzleşmelerini, başkalarına empatiyle yaklaşmalarını ve çocuklarını insanları, etiket olarak değil, insan olarak görecek şekilde yetiştirmelerini salık veriyor.
Bülbülü Öldürmek, akılda kalan bir roman; kalbe sessizce yerleşen ve gitmeyi reddeden. Romanı okuduğunuzda, Atticus Finch'in sesini, Scout'un masumiyetini, Tom Robinson'ın ızdırabını ve Boo Radley'in nezaketini yanınızda taşımaya başlıyor, dünyanın ancak sıradan insanlar cesur olduklarında daha yaşanır olabileceğini anlıyorsunuz.
Kim bilir belki de Bülbülü Öldürmek'in gerçek gücü budur:
Her türlü dalavereye rağmen mücadele azmini yitirmemek, en karanlık anlarda tek başına ayakta kalma cesaretini gösterebilmek.
Kitabın kütüphanemizdeki PDF sürümüne buradan ulaşabilirsiniz.